21 Aralık 2013

BLOG FIRTINASI 21. GÜN... GEZDİM GÖRDÜM YAZDIM

21. Gün geldi çattı... Konum: Dışarı çıkın ve dışarıda gördükleriniz hakkında yazın.

Şu an dışarı çıkmam imkansız, ben de size gözümü kapatıp en sevdiğim yerde dışarı çıktığımı hayal ederek yazıyorum, siz de öyle varsayarak okuyun olur mu?


Burası benim çocukluktan genç kızlığa geçtiğim, oradan da neredeyse evde kalmak üzereyken kıl payı kaçmayı başardığım hayallerimin kasabası :))


Şimdi  gördüklerimi yazıyorum size;



Önce yol kenarında biten hayıtlara takılır gözüm. Eğer yerli yerinde duruyorlarsa mutlu olurum. Hatta bir sene onlardan koparmak istemiştim arabadan iner inmez. Babam azarlamıştı beni sanki çocukmuşum gibi. "Dikkat et düşeceksin elinde çantalarla" diye.


Sonra kocaman okaliptüs ağacına selam verir ve üzerinde öten kuşlardan selam alırım. Mutlaka yanından geçerken küçük konik tohumlarından koparır, çiğner, yüzümü buruşturur ve bir daha ağzıma almamak üzere kendime söz veririm ama nafile...


Bahçe kapısından girince valizleri kapının önüne; aksi gibi evin kapısının ağzında anahtarlarla boğuşan ve kış boyu pas tutan kilidi açmaya uğraşan babamı kızdıracak şekilde atıveririm resmen. Hemen ön bahçeye koşar eriklere bakarım. Kayısılara, şeftalilere...Orada 32 yaşında olduğumu unutuveriyorum sanırım.


Çandarlı pazarından aldığım sarı bir gül var. Delice bir gül ve kokusu da aynen haşlanmış makarna gibi :)))))) ama bence çok özel. Ne sırlarımı biliyor da her Mayısta yaprak yaprak açıyor. Onu koklarım hemen. Sonra limon ağacına bakarım güzelim çiçeklerini okşarım usulca. Bir tane hanımeli bir tane de yasemin koparıp takarım saçlarıma. Çam ağacının boyuna bakar, hiç meyve vermeyen inciri severim.


Bahçemizde kimselerin koparmasına izin vermediğim yaban otlarına bakarım gururla. Kır çiçekleri, Ege otları ve ayrıklar. Hatta yabani otların bir çoğunu dağlardan ben toplayıp diktim bahçeye. Nasıl da parlak ve alabildiğine yeşiller. Oysa yazlıkçıların bahçeleri traşlı futbol sahaları gibi. Benim bahçem benim gibi yabani, el değmemiş ve çok renkli. İçinde ne gizli otların, böceklerin çiçeklerin olduğunu sadece o bahçeye girmeye cesaret edenlerin bileceği....


Neyse bu hayal böyle uzayıp gidecek anlaşılan. Daha daracık güzelim sokaklar, masmavi deniz ve deli rüzgar var. Balıkçılar, bitmek bilmeyen sohbetler ve mabedim dağlar....


Uyanıverdim işte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder