Yemek Kitaplarından Tarifler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yemek Kitaplarından Tarifler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

07 Şubat 2013

PAÇANGA BÖREĞİ




Selamlar güzel dostlarım...

Güzel bir Gaziantep programı sonrası evimize, eski düzenimize geri döndük çok şükür. Size uzun uzun anlatacaklarım var ilerleyen günlerde. Oralarda ne yenir, ne içilir, nerelere gidilir, neler alınır...

Koskocaman bir şehir. Sonra kaybolursunuz maazallah :))

Paçanga böreğini gitmeden yapmıştım. Detaylı fotoğrafları ile pratikçe hazırlayabileceğiniz leziz bir börek...

Şimdiden afiyet olsun...

Candan selamlar....

PAÇANGA BÖREĞİ (ERKAN ACUROL-AYVALIK MUTFAĞI KİTABI)

Malzemeler:

2 adet yufka
150 gram pastırma
½ çay bardağı zeytinyağı
50 gram kaşar
2 adet domates
3 adet sivribiber






İlk önce yufkayı ortadan ikiye bölün.Sonra her parçayı da üç eşit parçaya bölün


Domatesi geniş bir sahana rendeleyin.Kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.İçine zeytinyağ ve sivri biber ilave edilip 1-2 dakika kaynatın ve  pastırmayı ilave edin. Tekrar iki dakika  daha pişirin ve ocaktan alın. Soğumaya bırakın. Bu harçtan iki yemek kaşığı koyun.


Üzerine bir tutam kaşar peyniri rendesi serpin.


Kenarlarını iki tarafından içe kıvırarak yassı bir şekilde sigara böreği gibi sarın.Yufkanın uç kısmını su dolu kaseye batırıp sarma işlemim tamamlayın.


Kızgın yağda iki tarafını da kızartın ve kağıt havlu üzerine çıkarın.Sıcak olarak servis edin.

22 Ocak 2013

GAZİANTEP GEZİSİ...ÜÇLÜ SARMAL EKMEK


Selamlar sevgili dostlar....

Şu sıralar okula giden öğrenciler gibi şen ve mesudum... Tatil yaklaştı ya...Sömestre tatili süresince ben de evden çalışma işine ara vereceğim... Bir eve sığamamalar, oradan oraya deli gibi koşturmalar... 

Gerçi bu aralar hastalık ustalık işleri, aldığım üzücü haberler boy boy ama, bir güç kuvvet veriyor Allah...

Kısa bir Gaziantep gezisi de bizi bekliyor önümüzdeki günlerde. Tur firmalarıyla değil de kendimiz bir program yapmaya karar verdik. Şimdilerde gidilecek, alınacak, yenilecek listesi hazırlayıp, program yapma derdindeyim harıl harıl. Zira gün sayılı, görülecek yer de çok olunca programlı dolaşmakta fayda var. Tavsiyeleriniz varsa beklerim vallahi... Ben de bol fotoğrafla güzel bir anlatımla dönerim :))

İşte bu telaşe memurluğu günlerine bir de şu ekmekçiği sıkıştırıverdim...

Tarif Teslime Mahmutoğlu'nun Ekmek ve Yemek Tarifleri kitabından. Bu kitabı 2008 yılında satın almıştım. Severek bir çok tarifi denedim. Teslime Hanımla da bir ISO 22000 eğitiminde bizzat tanışıp sohbet etme fırsatı yakalamıştım.

ÜÇLÜ SARMAL EKMEK

Malzemeler:

1 paket instant maya
500 gr un
1 yemek kaşığı toz şeker
1 su bardağı ılık su
1 tatlı kaşığı tuz
2 yemek kaşığı tereyağı
1 yumurta

Üzerine sürmek için

2 yemek kaşığı süt
Susam
Çörekotu
Haşhaş tohumu

Yapılışı:

Bir kapta, hamur malzemesini karıştırıp 5-6 dk. yoğurun. Bu arada fırını çalıştırıp ılıklaştırın. (40 C) Ilınmış fırına hamuru ağzı açık olarak koyun ve 40 - 50 dk mayalanmaya bırakın. Süre sonunda hamur iki katına çıkmalıdır.

Süre sonunda hamuru unlanmış tezgaha alın. 3 eşit parçaya bölün. Elinizle yuvarlayıp uzatarak eşit boyda üç sopa elde edin. Sonra üç sopayı da birbirine saç örgüsü misali dolayarak yağlanmış bir kek kalıbına yerleştirin. 





Kek kalıbındaki ekmeği ılınmış fırına tekrar koyun ve 2. mayalanma için 20-25 dk tutun.  20 dk sonra hamuru fırından çıkartın. fırının ısısını 220 Cye ayarlayın. Fırınınız ısınırken hamurunuz oda ısısında yavaş yavaş mayalanmaya devam edecektir.




Hamurun üzerine fırça yardımıyla süt sürün ve dilediğiniz gibi süsleyin. Ben haşhaş tohumu, susam ve çörekotu ile süsledim.



220 C ye gelmiş fırında 10 dk kadar pişmeye bırakın. Üzeri kızarınca pişmiş demektir.

Afiyet olsun....

13 Ocak 2013

ÇİĞ BÖREK








Merhabalar;

Tatil sabahı kahvaltılarda farklı şeyler yemek güzel oluyor. Tüm aile bir arada iken ne zamandır denemediğim ancak çok sevdiğim bu böreği erkenden kalkıp hazırladım...

Haftaya siz de deneyin...


Tarif Girit Yemekleri kitabından



Malzemeler:

Hamur için;

1 adet yumurta
2 yemek kaşığı yoğurt
2 yemek kaşığı zeytinyağı
1 yemek kaşığı sirke (ben elma sirkesi kullandım)
3 su bardağı un
1 çay bardağı su
1 tutam tuz

İçi için;

300 gr kıyma
2 adet kuru soğan
1 tatlı kaşığı karabiber
1 çay bardağı su

Kızartmak için;

1 su bardağı sıvı yağ (ben zeytinyağı kullandım)

Hazırlanışı:

Geniş bir kaba koyduğunuz kıymayı, rendelenmiş soğan, tuz, karabiberi, yavaş yavaş su ilave ederek çatalla eze eze kıyma yumuşayıncaya kadar iyice karıştırın. Hamuru hazırlamak için unu eleyerek ortasını havuz gibi açıp, ymurtayı, yoğurdu, sirkeyi, tuzu ve suyu ilave edip sertimsi bir hamur yoğurun. Hamurunuzu küçük mandalina büyüklüğünde parçalara ayırın ve merdane ile yarım cm kalınlığında açın. Açtığınız hamurların yarısına hazırladığınız kıymalı harçtan 1 yemek kaşığı koyun, hamuru kapatın. Hamur ruleti ile kenarlarını keserek daha düzgün bir şekil verebilirsiniz. Hazırlanan börekleri kızgın yağda, orta hararetli ateşte çok koyulaşmadan kızartıp, yağı süzülene kadar bir kağıt havlu üzerine alın. Ilık olarak servis edin

31 Ekim 2012

TURŞU YAPALIM....




31 yıllık hayatım boyunca ilk defa, çeşit çeşit turşular kurayım istedim şu fani dünyada...

Anneme sordum, kayınvalideme danıştım, kitaplara baktım, interneti taradım... 

Anneminkinin tuzu çok geldi, ama kerevizi bol tutması hoşuma gitti. Kayınvalidem de sarımsağa hiç acımıyor zaten turşuda. Hepsini harmanlayıp kendimce bir yöntem belirledim ve dedim ki eğer güzel olursa her sene bu tarifle yapacağım... 

Kavanoza  sebzeleri bir bir dizerken, dualar okudum besmeleler çektim. Bu benim elim değil Fatma anamızın eli bile dedim vallahi :))

Turşuların olmasını beklemek, oğlumun doğumunu beklemekten daha heyecan verici geldi bana neredeyse. 

Geçtiğimiz hafta kurufasülye pişirince resmi bir törenle açtım turşu kavanozlarını :))

Devlet erkanı Anıtkabire, Ata'mızın ebedi istirahatgahına çelenk koymuş mudur bilmem ama ben evde küçük çaplı bir saygı duruşunda bulundum :)

Yiyen herkes tam kıvamında buldu turşumu. Eğer bu  acemi şansı değilse; kızlarıma, torunlarıma aktaracağım formülümü buldum...

Sırrı ben de kalacak değil ya...

TURŞULARIMDAN SATIN ALMAK İSTERSENİZ LÜTFEN ZİYARET EDİNİZ....

SALATALIK TURŞUSU

2 kg orta büyüklükte turşuluk salatalık
5-6 dallı kereviz yaprağı (çok kalın dallar değil, yaprağı bağlayan ince dallar)
1 baş sarımsak
1,5 su bardağı sirke (üzüm)
3 yemek kaşığı kalın tuz
1 avuç nohut
Kaynamış soğumuş su

Yıkadığınız salatalıkları bir çatalla 3-4 yerinden delin. Turşuyu kuracağınız kavanozun dibine 1 avuç yıkanmış nohutu atın. Salatalıkları sıkı sıkı dizin. Aralara sarımsak ve kereviz yapraklarını sıkıştırın. Üzerine sirke, tuz ve suyunu ilave edin. Sebzelerin üzerini örtecek kadar olmasına dikkat edin. Ağızını sıkıca kapatıp oda ısısında kuytu bir köşede 3 hafta kadar bekletin. Salatalıkların rengi sarımsı olunca turşunuzu açabilirsiniz.

BİBER (ACI,TATLI) TURŞUSU

1 kg biber
1 baş sarımsak
Yarım avuç nohut
3 yemek kaşığı kalın tuz
1 su bardağı sirke (elma/üzüm)
Kereviz yaprağı
Kaynamış soğumuş su

Biberleri yıkayın, tercihe göre saplarını kesebilirsiniz. Kesmeyince çok yer kaplıyor ve kavanoza nizami yerleştirmek zorlaşıyor. Kavanozun dibine yine nohutları koyun. Biberleri dizin. En üste kereviz yaprakları ve sarımsakları koyun. Sirke, tuz ve suyunu ayarlayın. Ağızını sıkıca kapatıp oda ısısında kuytu bir köşede bekletin. Biberlerin rengi sarımsı olunca turşunuzu açabilirsiniz. Salatalık turşusuna göre daha çabuk oluyor.

GÖK DOMATES TURŞUSU

1 kg yeşil domat
1/2 demet maydanoz
1 baş sarımsak
2 adet kalın halka doğranmış havuç
3 yemek kaşığı kalın tuz
Yarım avuç nohut
1 su bardağı sirke (elma)
Kaynamış soğumuş su

Domatesleri yıkayıp çatalla bir kaç yerinden delin. Havuçları temizleyip halka halka doğrayın. Kavanozun dibine sarımsak, maydanoz ve nohutu koyun. Domatesleri yerleştirin. Su, sirke ve tuzunu ayarlayın. Ağızını sıkıca kapatıp oda ısısında kuytu bir köşede bekletin. Hemen hemen salatalıklarla bir oluyor...


Afiyet olsun....

04 Şubat 2008

KIRILGAN KALPLERE ELMA ŞEKERİMSİ TATLAR...






Bana bir şeyler oluyor bu aralar.


Ne olduğunu anlamadım gitti. Belki bir çaresini, teşhisini bilen eden vardır diye yazıyorum buraya. Çünkü ben daha önce ne duydum böylesini, ne gördüm ne de yaşadım.....


Anlatayım size teker teker. Bugün öyle çok yazasım var ki....


Her sabah uyanmak için saatimi kurarım. 4 ay öncesine kadar öyle zor gelirdi ki o saatin sesiyle uyanmak. Sıcacık yatakta geçirdiğim beş dakika bile Ali Baba hazineleri gibi tatlı gelirdi bana. Oysa şimdi öyle mi? Saatim çalmadan belki bir saat önce neşe ile açıyorum gözlerimi. Zaten geceleri de doğru dürüst uyuduğum söylenemez ya....Güneşin doğuşu bazen de yağmurun yağışına bile sevinir oldum. Hatta geçen gün anneme bizim evin yağmur sonrası manzarası bu kadar güzelmiydi diye sorunca olanlar oldu...
Sonra gün içinde bir de neşeleniveriyorum canım kırlara bayırlara çıkmak istiyor. Birden yağmur gibi indiriveriyor sonra hüzün.
Çok da kırılgan oldum bu aralar ve de kırıcı...
Pazar böyle kabus dolu bir gündü, şimdi ise pırıl pırıl güneş altında açılmış papatyalar kadar huzur dolu ruhum......
İşte ben anlattım derdimi siz de söyleyiverin teşhisini.....
Teşhisi doğru koyana ev yapımı "Elma Şekerimsi" si var....
Gelelim resime ve Elma Şekerimsiye......
Sevgili Erkan Acurol 'un Ayvalık mutfağı isimli kitabından tarif. Ama ben şerbetini ağdalı yapamadığım için benim Elma Şekerlerim Şekerimsi oldu :)))))))))
Öğrenip tekrar deneyip size öyle yazacağım tarifi......
İşte kırılgan kalplere birebir tavsiye ederim....
Elma Şekerimsi....
Afiyet olsun.....

01 Mayıs 2007

ÇİRİŞLİ TARİFLERE DEVAM


Sevgili dostlar pazardan fazla aldığım çirişler ile ikinci denemem Mutfak Dostları Derneğinin; "Yurdumun Yenilebilir Otları" kitabından. Ben tarifte bazı minik değişiklikler yaptım.

ÇİRİŞLİ BULGUR PİLAVI

Malzemeler:

- 500 gr çiriş
- 2 su bardağı iri bulgur.
- 4 su bardağı su
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- Tuz
- İstenilen baharatlar


Yapılışı:

Çirişleri hafta sonu temizleyip bir kesekağıdına sarark buzdolabında saklamıştım. Önce hepsini daha minik doğradım. Bir tencerede 4 bardak suyu biraz tuz ile kaynattım. Çirişleri içine atarak 5-10 dk haşladım. Sonra içine bulguru ilave ederek kapağı kapalı şekilde kısık ateşte pilav haline gelene kadar pişiridm. Bulgur yumuşayınca ocağı söndürdüm ve bir tavada biraz tereyağı, kekik, nane, pul biber ve sumağı kavurdum. Kızgın yağı pilavın üzerine gezdirerek tencerenin kapağı kapalı şekilde demlendirdim. İster sarımsaklı yoğurtla, ister sade yiyebilirsiniz.

Sevgiler ve afiyet olsun...
-----------------------------------------------------------------------------------------------
Çiriş Hakkında Genel Yorumlarım:

Bu ot çok bariz bir lezzeti olmayan değişik bir ot. Ege otlarından sulu yaprakları ile biraz farklı bence. Ayrıca pişmeden önce, pişerken ve piştikten sonra değişik kokuları var. İlginç değil mi? Tam tarif edemeyeceğim bir koku. Çok rahatsızlık vermiyor ama baharlı bir koku. Eğer aldığınız ot kartlaşmışsa ve çiçeğe durmuşsa bu koku daha da belirgin. Koku yaprakların içindeki çiçek tomurcuğundan geliyor. Deneyin ve görün derim...

29 Nisan 2007

UZUN ZAMAN OLDU GÖRÜŞMEYELİ ... ÇİRİŞ KAVURMASI

Sevgili Dostlarım uzun bir zaman oldu yazamayalı.

İş güç derken ihmal ettik biraz. Biraz da bahar rehaveti...

Neyse kaldığım yerden yazıyorum elim tuttuğunca dilim döndüğünce.

Annem ile babam İzmir'e gittiler. O nedenle artık mutfakta saltanatımı ilan etmiş bulunmaktayım. Benim sevdiğim şeyler, benim usulüme göre pişecek artık ...

Önce mutfağın kap kacağının yerini değiştirdim. Dönünce annemle aramızda çıkacak harbi göze alarak... Sonra da uzun zamandır gidemediğim semt pazarına gittim. Renkler kokular çok hoştu. Oturduğum semtte yurdumuzun Doğu ve Kuzey bölgelerinden göç eden insanlar çoğunlukta. O nedenle pazar otları onların damak tadına uygun. Gerçi enginarlar da vardı ama bunları biz İzmir'de tohuma kaçmış deyip de beğenip almayız. O kadar dehşet iri yani...

Neyse "Çiriş" otu vardı bolca. Daha önce hiç pişirmeyi denemediğim gibi tatmadım da. Dayanamayıp aldım yine de. İşte maceram da aşağıda. Haydi siz de benimle beraber ortak olun bu maceraya...





Önce biraz size bu otu tanıtayım;

Çiriş, çireş, çireşne, dağ pırasası, kiriş, sarı zambak... gibi yöresel isimlerle biliniyor ve Erzurum, Sivas, Osmaniye, Bingöl bölgelerinde tüketiliyor. Pırasaya benzer sarımsı çiçekli otsu bir bitki. (Eremurus spectabilis Bieb. -Liliaceae- )

Hiç yapmayı denemediğim için ve otun lezzetini kestiremediğim için pazarcının tarifini kulağıma koymadım. Eve gelince elimdeki mevcut tariflere bektım ve biraz da internetten araştırdım; ancak en çok sevgili Tijen'in "Bir Ot Masalı" kitabındaki Kadirli bölgesinde uygulanan çiriş kavurması tarifini beğendim...1 kg satın aldığım için yarısını kullandım. Sanırım kalan yarısını da "Mutfak Dostları Derneğinin" "Yurdumun Yenilebilir Otları" kitabında gördüğüm bulgurlu tarifte kullanacağım...






"ÇİRİŞ KAVURMASI"

Malzemeler:

- 500 gr çiriş
- 1 Adet orta boy soğan
- 1/2 Yemek kaşığı salça (Ben yarısını biber, yarısını domates salçası kullandım)
- 2 diş dövülmüş sarımsak (Ben sarımsaksız hazırladım.)
- Yoğurt
- 1 çorba kaşığı tereyağı (veya sıvı yağ) (Zeytinyağı kullandım)
- Tuz, kırmızı pul biber (İkisini de kullanmadım. Domates salçam ev yapımı ve biraz tuzlu)

Yapılışı:
Çirişleri ayıklayıp yıkayın diyor tarif. Ancak resim olmadığı için ben kafama göre dış zarını soyup kök kısmını da biraz kestim. Kaynar su dolu tencerede 5 dk haşlayın. Soğuk sudan geçirip suyunu süzün. Bir tavada zeytinyağını kızdırıp soğanları küp küp doğrayıp kavurun. Salçayı ilave ederek arada bir karıştırarak kavurmaya devam edin. Suyunu sıktığınız ve doğranmış çirişleri de ilave ederek kavurmaya devam edin. Yoğurtla servis edin...


Afiyet olsun...

15 Ocak 2007

PİLAV YEDİM TAŞ ÇIKTI... EMİNE BEDER'İN İÇ PİLAVI




Merhaba;

Konusu özenle seçildiği her halinden belli olan yeni bir #YE# etkinliğinde bir arada olmak çok hoş. Yaban güllerini bu yüzden severim ben. Güzel kokusu etrafına bir sürü çalışkan arıyı toplar...

Pirinç denilince benim aklıma bembeyaz pilav geliyor . E onu da çok bilindik bir tarif olması yüzünden es geçtim. Ne hazırlamalıyım, ne hazırlamalıyım derken Osmanlı Mutfağına has olan biraz ağır olduğunu düşündüğüm "iç pilavı" denemeye karar verdim. Tarif Emine Beder'e ait. Yapması benden... Eee takdir de sizden...


Malzemeler:

- 1 orta boy soğan
- 2 su bardağı pirinç
- 2.5 su bardağı et suyu
- 1/2 çay bardağı sıvı yağ (pilav için)
- 1/2 çay bardağı sıvı yağ (fıstıklar ve ciğer için)
- 250 gr kuzu ciğeri
- 1 çorba kaşığı kuş üzümü
- 1 çorba kaşığı çamfıstığı
- 1/2 demet dereotu
- Karabiber, tarçın, yenibahar (1' er çay kaşığı)
- 2 tatlı kaşığı şeker
- Tuz
- 1/4 limon suyu

Yapılışı:

Pirinçleri ılık, limonlu ve tuzlu suda 30 dk bekletin. Bir tava içine sıvı yağ (zeytin yağı kullandım) alıp, çam fıstıklarını hafifçe pembeleşene kadar kavuralım. Fıstıkları yağdan delikli bir kepçe yardımıyla alalım. Aynı tavaya minik minik doğranmış ciğerleri alalım ve yumuşayana kadar kavuralım. sonra delikli bir kepçeyle alıp bekletelim. Başka bir tencereye pilav için kullanacağımız sıvı yağı (mısır özü kullandım) alıp, küp doğranmış soğanları ekleyerek pembeleşene kadar kavuralım. Pirinçleri süzüp onları da ekleyerek kavurmaya devam edelim. Kuş üzümünü, çam fıstıklarını, şekeri, sıcak et suyunu ekleyip tuz miktarını ayarlayalım. Kısık ateşte pirinçler suyunu çekene dek pişirelim. Pişen pilavı ateşten almadan önce ciğerleri, baharatları ve kıyılmış dereotunu  ekleyerek karıştıralım. Pilav 15-20 dk demlendikten sonra servis yapabiliriz.

Afiyet olsun...


Görüşmek üzere, mutlulukla kalın...
------------------------------------------------------------------------------------

16 Ekim 2006

ISINMAK İÇİN SICACIK BİR ÇORBA İÇİN















Kış geldi geliyor derken bu gün hava biraz ısındı nihayet. Ama yine de önümüzdeki soğuk günler için sıcacık bir tarif bulunsun aklımda diyorsanız bence bir yerlere not edin bu çorbayı. Sonuç hazır kremalı mantar çorbaları kadar başarılı oldu bence. Tarifi Emine Beder'in "Büyük Yemek Kitabı" adlı eserinden modifiye ettim. Dereotu sevmediğim için ben kereviz sapı ve yaprağı ilave ettim. İsterseniz çorbayı blender yardımıyla daha pürüzsüz hale getirebilirsiniz.

Neşem söndü gitti sanki. Dedim ya rüzgar nereye savurursa oradayım diye. Bakalım yarın sabah nasıl kalkacağım yataktan...



Malzemeler:

-250 gr mantar
-1 adet soğan
-2 çorba kaşığı tereyağı
-3 çorba kaşığı krema
-2 çorba kaşığı un
-6 su bardağı su
-2-3 adet defne yaprağı
-2-3 sap maydonoz
-2-3 sap kereviz yaprağı
-Tuz

Yapılışı:

Tereyağını bir tencereye alıp bir güzel eritin. Minicik küpler halinde doğradığınız mantarları ve rendelediğiniz soğanı tereyağında kavurun. Mantarlar suyunu salıp, tekrar çekmeye başlayana kadar kavurmaya devam edin. Ardından unu ilave ederek kavurmaya devam edin. Un hafif sararınca ılık suyu ekleyin. Bir iki karıştırdıktan sonra, minik minik ufaladığınız defne yapraklarını ilave edin. Miktarını sizin belirleyeceğiniz kadar tuz ekleyin. Kaynayana kadar çorbayı karıştırmaya devam edin. Üzeri göz göz olunca çorba içine kendi suyu ile incelteceğiniz kremayı ekleyip 5 dk daha ağzı yarım kapalı olacak şekilde kaynamaya bırakın. Ocağı kapatınca içine maydonoz ve kereviz sapı-yaprağı doğrayın.


Afiyet olsun...


------------------------------------------------------------------------------------


Not:
-İsterseniz çorbaya dereotu vs gibi sebzeler ilave edebilirsiniz.
-Çorbanızın pürüzsüz olmasını isterseniz blender yardımıyla inceltebilirsiniz.
-Aceleden piştikten sonra çorbanın fotoğrafını çekmeyi unutmuşum...Üzgünüm!!

Mutlulukla kalın...