23 Kasım 2017

Çift Fonksiyonlu Derin Dondurucu

                                                       

İlk önce çift fonksiyonlu derin dondurucunun ne demek olduğu ile başlayalım, zira ilk duyduğumda ne anlama geldiğini ben de anlayamamıştım. Klasik derin dondurucular sadece “derin dondurma” yapıyor, yani içlerindeki tüm gıda ve besinleri -16 / -24 arasındaki bir sıcaklıkta depoluyor. Bunun avantajı, bu sıcaklıkta hemen tüm besinlerin kullanım ömürlerinin son derece uzun olması. Yani yazın dondurduğunuz bir gıdayı, kışın ilk günkü tazeliği ile tüketebiliyorsunuz. Ancak derin dondurma uzun süreli bir çözüm ve kısa sürede tüketmeniz gereken gıdalar için yeterince pratik değil. Aynı şekilde, su oranı yüksek besinler (karpuz, üzüm, vs.) derin dondurma işlemi için pek uygun değil, zira içlerindeki su kristalleşiyor ve gıdanın lezzeti bundan etkileniyor. Bu türden gıdalar için derin dondurucu değil, “soğutucu” kullanmak gerekiyor.

İşte çift fonksiyonlu derin dondurucu modelleri, tam olarak bu işe yarıyor. İstediğiniz zaman soğutma, istediğiniz zaman da derin dondurma yapıyorlar. Bu yüzden, kelimenin tam anlamıyla her besin türü ve her depolama amacı için uygunlar. Ancak, piyasada kaliteli bir çift fonksiyonlu derin dondurucu modeli bulmak oldukça zor. İşte bu nedenle uzun araştırmalardan sonra Uğur Soğutma’ya ait UED 7246 DTK modelinde karar kıldım. Uğur Soğutma’nın bu sektörde 60 yılı aşkın bir deneyimi var ve gerçeği söylemek gerekirse, kayda değer bir rakibi de bulunmuyor. Nitekim UED 7246 DTK’yı birkaç aydan bu yana kullanıyorum ve son derece memnun kaldığımı rahatlıkla söyleyebilirim.

Her şeyden önce, bu bir dikey derin dondurucu model. Yani görünüm ve kullanım olarak klasik buzdolaplarına benziyor. 261 litre brüt iç hacmi var ve en kalabalık aileler için bile fazlasıyla yeterli. Derin dondurma, soğutma ve sıfır derecede saklama özellikleri bulunuyor. Besinlerinizi kullanılan moda göre +3 / -24 sıcaklık aralığında depolayabiliyorsunuz. No frost özelliğine sahip olan çift fonksiyonlu derin dondurucu, aynı zamanda A+ enerji sınıfına ait, yani çok az elektrik harcıyor. Ön kapağı üzerinde bir LED ekran var ve tüm ayarları (kapağını açmaya gerek kalmadan) bu ekranı kullanarak yapabiliyorsunuz. Ben Uğur Soğutma’nın çevrimiçi mağazasını kullanarak satın aldım (https://satis.ugur.com.tr/) ancak Türkiye çapındaki bayilerden de alabilirsiniz. Bir derin dondurucu almaya niyetliyseniz, çift fonksiyonlu bu modele muhakkak bir göz atmanızı öneriyorum, kesinlikle pişman olmazsınız.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

14 Mayıs 2017

AHH ANILAR...




Günaydın, tüm annelerin günü kutlu olsun... 

Fotoğraftaki havlu kenarı oyasını ben örmüştüm. Ortaokuldaydım sanırım. Yaz tatillerinde Menemene aaneanne ve babannemi ziyarete giderdik her sene mutlaka. Yaz akşam üstlerinde, bütün gün kavuran güneş etkisini yitirince, anneannemin bahçesi soğuk soğuk sularla bir güzel yıkanır, asmanın gölgesine eski bir Uşak kilimi serilirdi. Koca bir sürahi koruk suyu, yanına döndürme, bükme artık Allah ne verdiyse... Belki bahçeden koparılmış üzümler, gününe göre karpuz, kavun. Bir de illaki anneannemin elişi çantası. Hem yer içer, hem sohbet eder bir yandan da elindeki işi yapardı. Ben ona çok özenir, güzel güzel elişleri yapabilmeyi hayal ederdim. Sanırım bu hevesim ve tutkumun temeli o yaz ikindilerinde, o asmanın altında saklı...

Bu vesileyle rahmetli, becerikli anneanneme rahmet eder, yaşayan babanneme de sağlıklı uzun seneler için dua ederim. Sizlerin de kutlu olsun anneler günü.

07 Mayıs 2017

Klima, Soğutma Uzmanından Alınır

Sıcak havalarda klima ile serinlemek gibisi yok, değil mi? Geçtiğimiz sene vantilatör ile bu işin olmadığını gördüm, bu sene hazırlıklıyım: 2017 yazına bir klima ile gireceğim. Alacağım modele karar vermek için sayısız inceleme okudum, sonu gelmeyen karşılaştırmalar yaptım. Siz de aynı zahmeti çekmeyin diye, araştırmamın sonucunu paylaşıyorum. Dikkat ettiyseniz “marka” değil, “model” dedim zira markaya zaten karar verdim: Uğur Soğutma. Klimanın soğutma uzmanından alınması gerektiğini düşünüyorum, soğutma uzmanı deyince akla ilk gelen isimde, Uğur Soğutma oluyor.


Klima satın alırken ilk dikkat etmeniz gereken şey, enerji tasarrufu. Hemen her klima, A++ enerji sınıfına ait olduğunu iddia ediyor. Aynı şekilde, çoğu klimada “inverter” özelliğini görmeniz mümkün oluyor. Ancak her nedense, bu iki özellik genellikle bir arada yer almıyor! Gerçekten de, hem A++ enerji sınıfına ait ve hem de inverter teknolojisini kullanan klima modelleri bir hayli ender. Uğur Soğutma’nın UIS 18 klima modeli, bu nedenle takdiri hak ediyor. Her iki teknolojiyi de birlikte kullanan UIS 18, maksimum seviyede enerji tasarrufu gerçekleştiriyor ve elektrik faturasından endişe etmeden istediğiniz kadar kullanma imkânı sunuyor.



UIS 18’in tek avantajı bu değil elbette. Bekleme modundayken sadece 1W elektrik tüketiyor. Bu da %80’e varan bir enerji tasarrufu yapmasını sağlıyor. Klimanın akıllı soğuk hava üflememe özelliği var, yani açar açmaz soğuk hava üflemeye başlamıyor. Ortam sıcaklığını, yavaş ve doğal bir şekilde istenilen dereceye getiriyor. Ancak bunun çok uzun sürdüğünü de düşünmeyin:  Turbo modu sayesinde, çok kısa bir süre içinde serinlemeniz mümkün oluyor. Otomatik sorun tespit ve koruma sistemleri sayesinde de klimayı güvenle kullanabiliyor, yetkili servisle mümkün olduğunca az muhatap oluyorsunuz!
Ben 19.000 BTU olan modelini sipariş etmeye karar verdim, ancak daha düşük BTU’lu modelleri de bulunuyor. En doğrusu bir keşif yaptırmanız ve size en uygun modeli tespit ettirmeniz olacaktır. Daha sonra, https://satis.ugur.com.tr/ adresinden 12 taksitle bu mükemmel klimayı satın alabilirsiniz.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

18 Mart 2016

HALİL OĞLU HALİL... 18 MART ANISINA



Senelerden bir sene bir Ege kasabasında üç kuşak Halil isminde bir aile yaşarmış...

Dede Halil, oğul Halil ve torun Halil.

Gün gelmiş düzen bozulmuş, gavur düşman, fakir ama kendi kendine yeten, Anadolu insanının bir tarih yazacağını bilmeden ucu çivili sopasını böğrüne böğrüne batırmış. İşte o günlerde Baba Halil'le oğul Halil Çanakkale'de gövdelerini siper etmeye çağrılmışlar beraberce. Dede Halil zaten çoktaan ölmüş gitmiş.

İkisinin künyesi de Halil Oğlu Halil...

Günlerden kara bir gün, kasabaya bir künye gelmiş. İşitmişler ki Halil oğlu Halil şehit düştü. İki üç sene kasabalı acaba şehit düşen baba Halil mi, oğul Halil mi diye beklemiş durmuş. Zaten kaç erkek kalmış ki. Dişsiz üç beş dede bir kaç kucakta bebe.

Kocadan mı geçsin evlattan mı bilemeyen kadın inşallah ölen kocamdır evladımı bana bağışla diye dua eder dururmuş boyuna. Duasımı yetmedi, çilesi mi bitmedi bilinmez üç beş sene sonra sallanıp gelmiş kocası.

Anlamışlar ki şehit olan Halil torun Halil.

Sığnıdere'de şehit olmuş sabi.

Dedemin dayısı olur Halil...

Uşak Ulubeyli Halil oğlu Halil...

RUHU ŞAD OLSUN...

14 Şubat 2016

HER SEVGİNİN BİR HİKAYESİ VARDIR...




Gelenek edindiğim üzere yine yazıyorum aynı yazıyı...
Bugün evlilik teklifi almamın üzerinden tam 6 yıl geçti.
Yaşıtım bir çok genç kızın yaşadığı gibi 14 Şubat' ta evlilik teklifi aldım ben de :))

Aslında bu altı yıl içinde hayatımda ne kadar çok şey başladı ve bir o kadar şey de bitti...
En başından başlamalıyım belki de anlatmaya...
Genç kızlığın o ilk hülyalı yıllarında bir sürü hayaller peşinde koşardım. Pembenin elli tonu 💕 Bambaşka, daldan dala hayaller. Hepsini anlatmayayım da konumuz ile ilgili olanı seçeyim bari sizin için..
Ömrümü, sevgimi armağan edeceğim, seveceğim ve sevdiğinden bir an bile şüphe etmeyeceğim bir adam çıkacaktı karşıma evvela.
Onunla tanışma hikayemiz türlü türlüydü. İlle de masalsı gerçeküstü ama...
Bir at sırtında karşılaşmalıydım onunla. Dağ bayır gezerken yolunu kaybetmiş bizim yakışıklı da at üstünde. Ben ona kaybettiği yolunu tarif edecektim, o da bana yıllardır sevilmemekten yosun tutmuş kalbimi yıkayacak güneşini verecekti...
Ya da balık avlamaktan dönerken yorgun sandalımı onarmama yardım eden bir balıkçı olacaktı kalbimin sahibi... Dünyanın kahpeliğine inanmış, yaşamın özünü denizlerde, sakin limanlarda bulmuş bir balıkçı... O benim sandalımı onaracaktı, ben de onun aşka inanmayan kalbini...
Bir Zeytindağlı çoban hikayem var ki ona hiç girmeyeyim. Annem bile inanıp ağzımdan "Zeytindağ" çıkmasını yasaklar olmuştu o yıllarda.smile ifade simgesi Yan gözle bile minibüslerine baktırmıyordu billahi. Zeytindağ Bergama'ya bağlı bir minik Ege kasabasıdır. Çandarlı körfezinin tüm güzelliğini tepeden sakince seyreder durur. Taa evlendikten sonra eşimle bir görmeye gittim, gerçekten çobanı var mıdır diye :)) Çobanını bilmem ama 5kg kasap sucuğu aldık geçenlerde 😀
Üniversite, master yılları bitti. İyileşmiş ancak yaşanılan hüzünleri unutmamış, "gerçek" aşkı arayan kalbimle bir başıma kalakaldım...İş hayatına atılınca hayat koşturmacası beni hayallerden uzaklaştırmadı, tam tersine daha da sıkı sarıldım hepsine... Atlıyı da, balıkçıyı da, çobanı da unutmadım...
Sonra ne mi oldu, gittim hiç bir genç kızın tabii ki hayalini kurmadığı gibi, klasik, dümdüz ve hiç bir aşk romanında yazmadığı şekilde çalıştığım şirkette, çalışma arkadaşıma aşık oldum. :))
Onu çok sevdim...
Onda biraz gezgin atlıyı, biraz boş vermiş balıkçıyı, biraz da aşkını dağlarda arayan şy bizim Zeytindağlı çobanı gördüm... Ve benim bile hayal edemediğim yüzlerce güzel şeyi...
Evlendik, el ele, gönül gönüle verdik...
İşte hayallerimde bu yüreği de bileği kadar güçlü delikanlıyı tanıyıp bir yuva kurduktan sonra sıra miniş ve tatlı bir bebeğe geliyordu. Gürbüz, mis kokulu, tatlı bir bebeğimiz olacağını hayal ederdim...
Ancak şimdi dönüp bakıyorum ki bir bebek olduktan sonrasını hiç hayal etmemişim. Bende son sahne mutlu anne, gururlu baba ve kucakta nur topu gibi bir bebek. Hiç devamını kurmamışım o ilk gençlik yıllarımda.Keşke kursaymışım devamını da.
Çocuk sahibi olmak dünyanın en güzel şeyi belki de... Güzelliklerini yaşayan herkes bilir. Ancak şöyle de bir gerçek var ki; çocuk dediğin yüze inen bir Osmanlı tokadı gibi. Şrakk diye şaklayarak adamı hayal dünyasından gerçek aleme bir anda döndürüverir...
smile ifade simgesi
Selametle canlar.....

02 Ocak 2016

SÜRK PEYNİRİ YAPIMI...


Merhabalar sevgili dostlar;

Yepyeni bir yılın ilk günlerinden sesleniyorum size. Bir çokları gibi ben de bembeyaz sayfaları olan, tertemiz yeni bir deftere yazı yazmayı, daha keskin ütüsü bozulmamış, yeni bir elbiseyi, pırıl pırıl parlayan yeni ayakkabılar giymeyi çok severim.

Bu da henüz daha yaşanmamış, acıları, güzel günleri tadılmayı bekleyen, umutlar, hayaller, renklerle dolu yepisyeni bir yılın ilk tarifi olsun.

Dilediğinizce güzel, faydalı, sağlıklı, hayırlı bir sene dilerim hepimize.

Gelelim tarife.

Tarif Hatay yöresine ait. Ben de Hatay'lı bir arkadaşımda yemiştim. Yapımı gayet kolay.

Malzemeler:

1 kg lor peyniri ( Ben kendi yaptığım lor peynirini kullandım.)
1 yemek kaşığı acı biber salçası (Yazın yaptığım salça)
2 yemek kaşığı tatlı biber salçası (Yazın yaptığım salça)
4-5 diş ince doğranmış/ rendelenmiş/ezilmiş sarımsak
1 yemek kaşığı kekik (saksıda yetiştiriyorum)
1 tatlı kaşığı kişniş
1 tatlı kaşığı kimyon
1 tatlı kaşığı karabiber
1 tatlı kaşığı yenibahar
1 çay kaşığı çörekotu
              
Yapılışı:

Tüm malzemeyi bir güzel yoğurun, küçük yumurta şeklinde toplar yuvarlayın. Orjinalinde bu peynir güneşte kurutuluyor, ben taze tükettim. Artanı derin dondurucuya koyup parça parça tüketebilirsiniz.

Kahvaltıda, makarnalarda veya salatalarda kullanabilirsiniz. Çok nefis tavsiye ederim.


Afiyet olsun...
                    

15 Aralık 2015

GÜVEÇTE YEŞİL DOMATESLİ, KİŞNİŞLİ TAVUK PİRZOLA




MERHABA SEVGİLİ DOSTLAR;

BU YEMEĞİ SONBAHAR ORTASINDA YEŞİL TURŞULUK DOMATESLERİN MEVSİMİNDE YAPMIŞ VE FOTOĞRAFLAMIŞTIM. SİZİNLE PAYLAŞMAK BU GÜNE KISMET OLDU. 

MALZEMELER:

1 KG TAVUK PİRZOLA
500 GR TURŞULUK YEŞİL DOMATES
1 ADET KURU SOĞAN
3 ADET YEŞİL BİBER
1 ÇAY BARDAĞI SU
1 KAHVE FİNCANI ZEYTİNYAĞI
TUZ
KARABİBER
KİŞNİŞ

YAPILIŞI

TAVUK PİRZOLALARI YIKAYIP KİŞNİŞ, KARABİBER ve ZEYTİNYAĞLI SOSA BULAYIP DÖRT SAAT KADAR BUZDOLABINDA BEKLETİN. SÜRE SONUNDA GÜVEÇ TENCERESİNE 1 KAHVE FİNCANI ZEYTİNYAĞINI ALIN, 1 ADET KURU SOĞANI KÜP KÜP DOĞRAYIN. SOĞANLAR HAFİF PEMBELEŞİRKEN TURŞULUK DOMATESLERİ ve BİBERLERİ İRİCE DOĞRAYIN, TENCEREYE ALIN. SOSTA BEKLEYEN TAVUKLARI BİR BIÇAK TERSİ YARDIMIYLA BAHARATLARINDAN SIYIRIN. DOMATES ve BİBERLERİN ÜZERİNE YATIRIN. 1 ÇAY BARDAĞI SICAK SU ve TUZ İLAVE EDEREK, KIZIK ATEŞTE AĞZI KAPALI OLARAK 2 SAAT GÜVEÇ TENCERESİNDE PİŞİRİN.

AFİYET OLSUN...