10 Şubat 2013

GAZİANTEP REHBERİ 2

Evet nerede kalmıştık sevgili dostlar?

Saatlerimizi ayarlayıp yatmıştık Ciğerci Ali Haydar Usta için. Ertesi sabah 06.45 gibi, alarmdan önce uyandık. 



Ben kendimi şöyle bir yokladım ve sabahın köründe hiç ciğer yiyesim yoktu. Eşimle göz göze geldik ve o da sanırım benimle aynı fikirdeydi ki gözlerini tekrar kapattı. 07.30 gibi hazırlandık ve öğretmen evinin kahvaltı salonuna indik. 






Restoranın içi çok güzel. Size bahsettiğim tarihi kilisenin bodrum katında. İçi kemer sütunlu. Keşke bu güzelliğe yaraşır, şahane bir kahvaltı yaptık diyebilseydim. 

Kahvaltıdan sonra oğlum otelin bahçesinde doyasıya koşturdu. Biz de temiz havayı içimize çektik bolca. Bugün planımız Gaziantep'in meşhur tarihi çarşı ve hanlarını gezmekti.




Fotoğrafta çarşının içindeki şerbetçi adam heykelini görüyorsunuz. Annem de bahsetmişti, bahar mevsiminde köşe başlarında meyankökü, demirhindi şerbeti satan şerbetçiler olurmuş. Mevsim itibariyle biz görmedik; ancak böyle şerbetçi güğümü ile yine çarşı içinde menengiç kahvesi satan satıcılara rastladık. 

Niyetim eve dönerken bu yöreye ait bir kaç parça yiyecek maddesi alarak dönmekti. Bu tip ürünleri "Almacı Pazarı" ve "Buğday Pazarı"nda bulabilirsiniz. Buğday Pazarında genelde bakliyat, Almacı Pazarında ise baharat, soslar, kurular, çerezler ve şifalı otlar mevcut. 


Almacı Pazarından bir kare



Bakına bakına Meşhuuur "Bakırcılar Çarşısı"na vardık. Burada çeşit çeşit bakır imalatı yapan ve satan dükkanlar var. Bunun dışında baharatçılar, şifalı otlar satan aktarlar, hediyelik eşyacılar, eskiciler, antikacılar, nargileciler, demirciler, daha ıvır zıvır satan bir dolu dükkan var. 

Bakırcılar Çarşısında envayi çeşit otlar var.



Bakırcılar Çarşısından başka bir kare


Kebap şişi yapan demirci ustaları


Hayvan kayış ve süsleri



Bakır, el işi mutfak ve süs eşyaları.


Bakırcılar çarşısından kendim için bir el oyması kahve takımı (üstteki fotoğraftaki soldaki takım) ve kız kardeşim için de sağdaki takımı satın aldım. Bir tane de bakır cezve :) Sizleri de unutmadım. Buradan sizin için de bir süpriz aldım:) İlerleyen günlerde paylaşırım zaten :)

Eşim de kendine çok şık bir nargile takımı satın aldı. İçmek için kullanır mıyız bilmiyorum ama salonum için çok şık bir aksesuar oldu şimdiden. 

Bir de el oyması bakır bir vazo satın aldık. 

El dokuması yöresel kumaşları çok beğeniyorum. Gittiğim her yerden bilhassa satın alıp, ya kendime giyim eşyası yapıyorum ( annem yapıyor genelde) ya da farklı şekillerde değerlendiriyorum. İzmir'e gidince muhakkak Kemeraltı'na, Ödemiş'e uğrarım bu sebeple. Yozgat'tan da almıştım. Her neyse. Gaziantep yöresinde de "Kutnu" ismi verilen bir dokuma türü var. Gitmeden önce nerede satıldığını araştırmıştım. "Kemikli Bedesten" isimli çarşıda satıldığını öğrendim. Sadece bir dükkanda vardı. Diğer dükkanlar havlu, kumaş gibi şeyler satıyordu. 

Aşağıda dükkandan bir kaç kare koyuyorum. Burası aynı zamanda Güneydoğu Anadolu yöresi için sipariş üzerine halk oyunları kıyafetleri dikip satıyormuş. O nedenle bolca da aksesuar var.






Şu üstteki morlu toptan aldım. Sanırım güzel bir "runner" denilen masa örtüsü yapabilirim ondan.



Oğlum da epey kurcaladı sağı, solu. Bir de sağ tarafta gördüğünüz ve halk oyunları kostümlerinden tanıdığımız kumaştan aldım. 

Oradan çıkınca şu meşhur dizi vardı hani Yabancı Damat. Ben çok izlemedim, eşim biliyor ama. Onun çekildiği "Tarihi Gaziantep Çarşısı"nı gezdik. Sanırım bina tarihi olduğu için bu adla anılıyor, yoksa içindeki dükkanlarda Çin malı eşyalar ağırlıklı.

Hemen yakınlarda "Tütüncü Han" var. Nargilesine tütün arayan sevgili eşim adına aldanıp daldı içeri. Oratada bir kahvehane var. Dükkanlarda da eski eşyalar sergileniyor ve satışı yapılıyor. Aşağıda görebilirsiniz.







Eveett. Gaziantep gezimin en heyecanlı kısımlarından birine geldik. Gitmeden kendime bir çift yemeni almayı kafama koymuştum. Bir de yazlık sandalet. Bizim oralarda yemeni başa bağlanan örtünün adıdır. Burada ayağa giyilen çarığın adı yemeni. Buralarda bu işi yapan ünlü bir usta var. "Yemenici Hayri" Bakırcılar çarşısı içinde bir satış yeri var. Asıl üretim yeri Almacı Pazarından çıkınca hemen sağ tarafta, kime sorsanız gösterir. Küçücük bir dükkan. Epey ünü ve müşterisi var. Brad Pit de almış diyorlar :)




Mevsim nedeni ile sandalet modeli pek yoktu. Ben de kendime mürdüm rengi şahane bir çift yemeni aldım. Fiyatı 60 TL.

Sıra geldi "Eskiciler Çarşısı" nda gezmeye. Burada da üç aşağı beş yukarı Bakırcılar Çarşısına benzer şeyler var. Buradan da kendime bu yöreye özgü kocaman bir yemeni aldım. Kenarını köşesini süsleyip şık bir masa örtüsüne dönüştüreceğim onu.

Yükümüz epey ağırlaşınca, öğretmen evine geri dönmeye karar verdik. Bu arada saat de 15.00 olmuştu ve acıkmaya başlamıştık.

Burada kahvaltı hariç bir öğün bize yetti. Ellerimizi hafifletip, programımız uyarınca "Yörem Ev Yemekleri"nin yolunu tuttuk. Burası Gaziantep'in daha önce gitmediğimiz bir bölgesindeydi. Gaziantep'in o tarihi ve geleneksel yapısından farklı olarak çok modern ve lüks apartmanların, cafe ve restoranların bulunduğu bir muhit. Şehitkamil semtinde. Bir gün içinde bambaşka iki şehir gezmişiz hissine kapıldık.





Mekan çok şık, zevkli döşenmiş. İçeride hoş ve romantik bir müzik çalıyordu. Yöresel ev yemeklerini tatmak istediğimizi söyleyince bir çeşitleme yaptılar. 




Standart ikram, mahlutalı mercimek köftesi ve karışık turşu. Lezzeti on numaraydı.




Sıcacık pideler




Harika bir lezzet yuvalama ( ya da yuvarlama ) çorbası





İçli köfte, gayet lezizdi




Yoğurtlu Fellah köftesi. Altında pancar yaprağı ile hem hafif hem de güzeldi...




Satır kıymalı Ali Nazik...Enfess




Kapamalı Frig buğdayı Pilavı. Favorilerimden oldu. Hatta evim için de aldım bu buğdaydan. Frig buğdayının özelliği şuymuş: En iri taneli başaklar seçilip samanların arasında bir süre bekletilip fermente ediliyormuş. Sonra samanlar ateşe verilip başaklar hafif tütsülendikten sonra buğday taneleri başaklardan ayrılıp ayıklanıyormuş. İs kokulu çok lezzetli bir buğday. 





Kuru patlıcan, biber dolması



Soframızın genel görünüşü...


Gavurdağı Salatası




Halinden ve yediklerinden memnun oğlum :))

Harika, romantik ve doyurucu bir yemekten sonra, üzerine İstanbul'da içtiklerimizden çok farklı birer fincan kahvemizi de içerek, mekana veda ettik; tabii o zaman kaderin bizi tekrar buraya getireceğiniz biz de, mekanın sahibesi de haberdar değildik :)) Ödediğimiz hesap da gayet makuldü. Yukarıdaki yediklerimiz, artı içecekler ve bir porsiyon daha içli köfte 52 TL tuttu. Bence  siz de uğrayın. 

Oradan çıkınca "Çelebioğlu Baklavacısı" na uğradık. Tıka-basa doymuş olduğumuz için tadımlık baklava aldık. Onların ayrıca baharat ve çerez vs satan yerleri de var. Oradan da antep fıstığı aldık. Biraz akşam yürüyüşü yapalım diyordik ki sağanak şeklinde bir yağmur bastırdı. Odamıza ulaşana kadar sırılsıklam olduk. Hemen üstümüzü başımızı değiştirdik. Günün geri kalan kısmını ki saat 18.00 civarıydı odamızda kah oğlumuzla oynayarak, kah antep fıstığı partisi vererek geçirdik. 

Baklava yine beklentimizi karşılamadı. Yani güzeldi, hatta epey güzeldi; ancak İstanbul'da aynılarını kolaylıkla yiyebiliyorsunuz. 

Ertesi sabah güne erken başlayabilmek için erkenden yatmayı planladık, gel gelelim oğlum bizden bağımsız plan yapmış olmalı ki, o odada karanlıkta koşmayı ve bağırarak kitap okumayı tercih etti :))

Sevgiler

PART THREE COMING SUDDENLY...

6 yorum:

  1. anlatım tarzınla bızlerde gıtmıs kadar olduk gerısını merakla ve zewkle beklıyorum

    YanıtlaSil
  2. Canım öyle bir anlatmışsın ki zaten merak ettiğim yerlere gitme isteğim tavan yaptı:)o çarıklar,kumaşlar ve tabii ki yemekler ne güzeller öyle.
    yemeklerin hepsi artık heryerde yapılan ve bilinen yemekler olsa da yerinde eminim lezzeti çok daha güzeldir.Umarım birgün ben de gidebilirm buralara..
    Bu arada mimlendin:)

    YanıtlaSil
  3. fellah köfteye bayılırım çok da güzel görünüyor

    YanıtlaSil
  4. Fellah köfteyi ben de çok beğendim. Altında, ıspanak tadında pancar yaprağı var.

    YanıtlaSil
  5. Bir Gaziantep'li olarak Gaziantep Gezinizi takdire şayan buldum. Gelip gezmek isteyen misafirlerimize şunu belirtmek istiyorum; Gaziantep her ne kadar Güneydoğu Anadolu bölgesinde görünse de gerçek anlamda bölgeyle alakası olmadığını başka bir kültür ve medeniyet barındırdığı görebilirsiniz. Tekrar teşekkür ediyorum bu yazınız için.

    YanıtlaSil
  6. Nazik yorumunuz için ben teşekkür ederim Gazikentim. Tekrar gidip, görmek istediğim bir kent. Bence güzel memleketimizin her köşesi bir başka özel.

    Selamlar

    YanıtlaSil