Güzel dostlarım;
20. YE etkinliği geldi çattı bile. Ev sahibimiz Asya. Konu seçimi ise bence şahane. Şahane diyorum çünkü;
- Aylardan Mart ve her yer otlarla dolu.
- İzmir' li olarak otlar ve yemekleri benim de damak zevkime gayet uygun.
- Eee biyoloji kökenli olunca taksonomik botanik ve farmokolojiden anlıyorum çat pat.
Neyse bu etkinlik dört gözle gelmesini beklediğim bir konudan ibaret olunca hani size geçenlerde bahsetmiştim ya İzmir / Çandarlı seyahatimi, işte orada bu konu için biraz hazırlık yaptım. Durun da anlatayım...
Cuma günü kasabanın pazarıdır. Dağ köylerinden (Yaylayurt) tazecik toplanmış otları getirir köylüler pazara. Bu fotoğraftaki sevimli çift de o köyden. Teyze ve eşi beraberce poz verdiler bana.
O kadar çok otları vardı ki; Ebegümeçleri, turpotu, kazayağı, ısırgan...
Ne alsam ne alsam diye bakınıp duruken şevketibostanlar gözüme ilişti. Hiç denememiştim, acaba yapabilirmiyim ben bunu diye düşünürken "hadi" dedim. "Sen bunu da yaparsın, prenses ;-)" Kendime verdiğim bu "gaz" ile alıverdim daha tazecik sabah toplanmış şevketibostanları. Teyze "akçakız" amca ise "akkız" dediler adına. Tatlı bir ağız dalaşı da oldu gitti aralarında.
Biraz botanik bilgimi yokladım eve gelince. Bileşikçiçekgillerden (Compositae) bu dikenli ot. Latince adı Carduus benedicti ya da sinonim olarak Cnicus benedictus olarak geçiyor. Şevketibostan, mübarekdikeni ve akkız diye de yöresel adları var. İzmir pazarlarında bolca satılıyor ve İzmir'liler çok seviyor bu otu.
Tarif anneannemden.
ŞEVKETİ BOSTAN
Malzemeler:
-1 kg şevketibostan
- 500 gr kuzu eti
- 2 adet kuru soğan
- 2 dal taze soğan
- 1 kahve fincanı zeytinyağı
- 2 su bardağı su
- Tuz
- Karabiber
Terbiyesi için:
- 1 yumurta sarısı
- 1 çay kaşığı un
- 1/2 limon suyu
Yapılışı:
Pazardan dikenlerinden ayrılmış olarak aldığım şevketibostanların kabuk kısımlarını ayıklayıp, yeşil kısımları doğrayın.
Toprak bir tencerede küp doğranmış kuru soğanı ve ince kıyılmış taze soğanları zeytinyağı ile öldürün. Kuşbaşı doğranmış kuzu etlerini ilave ederek 10 dakika kadar daha kavurun. Ayıkladığınız şevketibostanları da ekleyerek 15-20 dk. tencerenin kapağı kapalı olarak pişirin. Su, tuz ve karabiberi ekleyin. Otlar yumuşamaya dönünce önceden hazırladığınız terbiyeyi (Bir kapta yumurta sarısı, biraz un ve limon suyunu karıştırın.) yemeğin suyu ile karıştırarak toprak kaba dökün. Yemeğiniz pişmiştir.
Afiyet olsun...
Baktım bahçede de epey turpotu ve hardal çıkmış onlardan da topladım bolca ve güzel bir salata yaptım yanına.
TURPOTU SALATASI
Malzemeler:
- 1 kg turpotu ve hardal
- İstenildiği kadarZeytinyağı
- Tuz
- Limon
- Un
Yapılışı:
Turpotlarını ve hardalları yıkayıp ayıklayın ve doğrayın. Bir miktar kaynamış suda haşlayın. Bir kapta 1 çay kaşığı un, zeytinyağı, limon ve tuzu karıştırın, sonra bu karışımı otların üzerine gezdirerek soğuk olarak servis yapın.
Afiyet olsun...
20. YE etkinliği geldi çattı bile. Ev sahibimiz Asya. Konu seçimi ise bence şahane. Şahane diyorum çünkü;
- Aylardan Mart ve her yer otlarla dolu.
- İzmir' li olarak otlar ve yemekleri benim de damak zevkime gayet uygun.
- Eee biyoloji kökenli olunca taksonomik botanik ve farmokolojiden anlıyorum çat pat.
Neyse bu etkinlik dört gözle gelmesini beklediğim bir konudan ibaret olunca hani size geçenlerde bahsetmiştim ya İzmir / Çandarlı seyahatimi, işte orada bu konu için biraz hazırlık yaptım. Durun da anlatayım...
Cuma günü kasabanın pazarıdır. Dağ köylerinden (Yaylayurt) tazecik toplanmış otları getirir köylüler pazara. Bu fotoğraftaki sevimli çift de o köyden. Teyze ve eşi beraberce poz verdiler bana.
O kadar çok otları vardı ki; Ebegümeçleri, turpotu, kazayağı, ısırgan...
Ne alsam ne alsam diye bakınıp duruken şevketibostanlar gözüme ilişti. Hiç denememiştim, acaba yapabilirmiyim ben bunu diye düşünürken "hadi" dedim. "Sen bunu da yaparsın, prenses ;-)" Kendime verdiğim bu "gaz" ile alıverdim daha tazecik sabah toplanmış şevketibostanları. Teyze "akçakız" amca ise "akkız" dediler adına. Tatlı bir ağız dalaşı da oldu gitti aralarında.
Biraz botanik bilgimi yokladım eve gelince. Bileşikçiçekgillerden (Compositae) bu dikenli ot. Latince adı Carduus benedicti ya da sinonim olarak Cnicus benedictus olarak geçiyor. Şevketibostan, mübarekdikeni ve akkız diye de yöresel adları var. İzmir pazarlarında bolca satılıyor ve İzmir'liler çok seviyor bu otu.
Tarif anneannemden.
ŞEVKETİ BOSTAN
Malzemeler:
-1 kg şevketibostan
- 500 gr kuzu eti
- 2 adet kuru soğan
- 2 dal taze soğan
- 1 kahve fincanı zeytinyağı
- 2 su bardağı su
- Tuz
- Karabiber
Terbiyesi için:
- 1 yumurta sarısı
- 1 çay kaşığı un
- 1/2 limon suyu
Yapılışı:
Pazardan dikenlerinden ayrılmış olarak aldığım şevketibostanların kabuk kısımlarını ayıklayıp, yeşil kısımları doğrayın.
Toprak bir tencerede küp doğranmış kuru soğanı ve ince kıyılmış taze soğanları zeytinyağı ile öldürün. Kuşbaşı doğranmış kuzu etlerini ilave ederek 10 dakika kadar daha kavurun. Ayıkladığınız şevketibostanları da ekleyerek 15-20 dk. tencerenin kapağı kapalı olarak pişirin. Su, tuz ve karabiberi ekleyin. Otlar yumuşamaya dönünce önceden hazırladığınız terbiyeyi (Bir kapta yumurta sarısı, biraz un ve limon suyunu karıştırın.) yemeğin suyu ile karıştırarak toprak kaba dökün. Yemeğiniz pişmiştir.
Afiyet olsun...
Baktım bahçede de epey turpotu ve hardal çıkmış onlardan da topladım bolca ve güzel bir salata yaptım yanına.
TURPOTU SALATASI
Malzemeler:
- 1 kg turpotu ve hardal
- İstenildiği kadarZeytinyağı
- Tuz
- Limon
- Un
Yapılışı:
Turpotlarını ve hardalları yıkayıp ayıklayın ve doğrayın. Bir miktar kaynamış suda haşlayın. Bir kapta 1 çay kaşığı un, zeytinyağı, limon ve tuzu karıştırın, sonra bu karışımı otların üzerine gezdirerek soğuk olarak servis yapın.
Afiyet olsun...
Sevgili Prenses,
YanıtlaSilSayfama ugrayabilirsen, soben ile ilgili kucuk bir yazi var. Cok sevgiler ve iyi haftalar, bu arada resimler harika, tekrar bakacagim. Ellerinze saglik.
mrb.size aybikenin bloğundan gördüm. Bende İzmir'liyim,şevketi bostanada bayılırım ayrıca haşlamalık tüm otlarıda severim çokta güzel görünüyordu ellerinize sağlık....bende beklerim....
YanıtlaSilCok güzel yapmissin herseyleri, ellerine saglik! Bir de arastirmaci yani var kizimin...gözden kacmadi. Simdi ne güzeldir Izmir'in cevresi, yesil otlar bürümüstür her tarafi. Eskiden pazarlara inmezdi otlar, simdi yavas yavas bu pazarlara yerlesti, toplayan kadinlar. Keske bu kadar bina olmasaydi da daha yesil kalsaydi hersey...yine de güzel bir hafta diliyorum sana.
YanıtlaSilSevgiler
Yaşasın prenses bize ne güzel şeyler yapmış! Ah o pazarda olmayı ben de çok istedim biliyor musun? Bu sene çok fazla köylü pazarı gezemedim (Antalya'dakiler dışında)...
YanıtlaSilTijen
selamm linkini duzelttim bu kucuk hatadan dolayi cok ozur dilerim yeniden katildigin icin tesekurler..
YanıtlaSilcanım resimlere bayıldım.....harika bir etkinlik oldu.....
YanıtlaSilben bu otu bilmiyorum. İzmir'e mi gitmek gerek öğrenmek ve yemek için...
YanıtlaSilNe güzel bir site ellerine sağlık, yeni bir lezzet öğrendik sayende, sevgiler :)
YanıtlaSilMerhaba,
YanıtlaSilİlk kez ziyaret ettim bloğunuzu.Ama hem İzmirli oluşunuz hem de araya serpiştirdiğiniz Latincecikler birden dikkatimi çekiverdi.Zira egeli bir İzmir tutkunu ve Latince bilen ender kitleden biri olarak :) dikkatimi çekmemesi mümkün değil zaten.
Sevgilerimle,
Müge
canım mahzunum prensesim,
YanıtlaSilYine bir içim su gibi yazı içtim bitirdim. kanamdım...
Resimler şahane ...
Ben otları tanımıyorum :( Keşke Kıbrıs'a ilkbaharda gelsen seninle kır bayır dolaşsak sende bana otları anlatsan sonra eve gelip çay yapıp kek yesek, bolbol sohbet eşliğinde.. Nasıl fikir bence süpper :)) Planlayalım derim :)
Ellerine sağlık hayatım..
Sımmsıcak sevgiler...
tarifleriniz çok güzel
YanıtlaSilsayfanızı çok beğendim
bende beklerim
http://www.yemekkokusu.com
Ahhh,ahhh şimdi İzmir'de ve hatta Çandarlı'da olmak vardı! Mis gibi ,yemyeşil,birbirinden lezzetli otlarla bütünleşmek,bol bol yiyip,şifayla dolmak,dipdiri,sağlık dolu olmak vardı! Ama ne yazık ki ot fakiri bir şehirde ,olan üç-beş ot çeşidine hayvanlara yediren ot cahili insanların arasında yaşamak zorunda olduğum için,senin muhteşem otlu maceranı zevkle,keyifle okudum,resimlere uzun uzun baktım.Emeğine ,kalemine sağlık prensesim,yeşil olan her şey hayatından hiç eksik olmasın...
YanıtlaSilSevgili prenses :)
YanıtlaSilne güzel fotoğraflamışsın herşeyi...Çandarlı pazarına gitmek nasip olmadı hiç...eminim güzeldir...pazarları çok severim ben :) bu etkinlikte şanslıyız biz hemşerim...çoğu arkadaş ot bulmakta zorlandıklarını yazmışlar...ellerine sağlık :)
Merhabalar, hepsi çok güzel görünüyorlar, açıkcası tatlarınıda merak etmiyor değilim bu güzel otların, ama istanbul'da bulmak maalesef zor,ellerinize sağlık, kolaylıklar,sevgiler...
YanıtlaSilCanım Prensesciğim,
YanıtlaSilBunu ilk defa duydum ve inan çok şaşırdım! Bilmediğim neler var yahu.
Anlatımın her zaman ki gibi harika olmuş, öykü tadında ve bilimsel kokan sıcacık ve bol resimli tam sevdiğim gibi, ellerine sağlık.
Paylaşım için teşekkürler, bu arada bulabilirsem bende deneyeceğim çok severim sebzeleri :)
sevgilerimle
Merhaba sevgili dostlarım, merhaba kadim dostlarım ve merhaba yepyeni etkinlik dostlarım....
YanıtlaSilSevgili Aybike;
Sayfana uğradım ve süprizine de çok sevindim. Kuru fasülye tarifine de bayıldım doğrusu. Sevgiler...
Aslıcığım;
Tekrar hoşgeldin sayfama, artık sık sık ziyaretine gelirim ben...
Merhaba TaTacım;
Utandırma beni...Yeşiller içinde olmasak da ben de sana mutlu ve sağlıklı bir hafta diliyorum...
Sevgili Tijen;
Kasaba pazarları hakikaten bir başka oluyor. Bambaşka ruhu var oraların. Belki bir gün bir kasaba pazarında... diye başlayan bir hikayemiz bile olur kimbilir...
Mersi Asya, çok naziksin...
Sevgili Leziz Özlem, o senin güzelliğin. Bu arada ıspanak pastan çok hoşuma gitti doğrusu...
Sevgili Hülya;
Bu ot Kadıköy salı pazarında da satılıyor bildiğim kadarı ile. Sevgiler. Haa unutmadan mısır unlu kurabiyeni annem çok beğendi, sanırım hafta sonu yapacak, yaşasın...
Sevgili Safran seni gördüğüm için çok sevindim. Nazik yorumun için de ayrıca teşekkürler...
Mügeciğim, bu etjinlikleri seviyorum ve bunu da hep söylüyorum. Sitene bayıldım ve de renkli kişiliğine...
Zerrinim;
Bu Kıbrıs teklifini saklı tut benim için. Yüreğim şööyle bir cızz etti şimdi...
Öpüyorum kocaman, sevgiler...
Merhaba Yemek kokusunun sevgili editörleri. Sitenizi çok beğendim, çok profesyonel görünüyor, sevgiler ve başarılar...
Denizim;
Seni anlıyorum gayet iyi. Bir dönem babamın görevi nedeni ile Ağrıda bulunduk. Gerçi ben bebekmişim o zamanlar ama annem anlatıyor kol gibi ıspanakları ve ot kültürü olmayan insanları...Yeşil hayatında hep olsun ve tabii ki mavi de..Sevgiler...Öpüyorum...
Nilaycım; gerçekten Ege insanı şanslı. Yeşilin ve mavinin en güzel tonları onların ayaklarının altına serilmiş. Kıymetini bilmeli...Öpüyorum hemşerim...
Sevgili Ebru hoşgeldin öncelikle sayfama. Sanırım bu otlar Kadıköy Salı pazarında satılıyor. Umarım bulabilir ve lezzetlerine bakabilirsin. Sevgiler
Elitcim, beğendiğine o kadar sevindim ki anlatamam. Bir gün İstanbula gel ve beraber yiyelim, sevgiler...
Ben de seni ekledim canım :)bundan böyle sık sık beklerim bak ;)bende gelirim söz
YanıtlaSilsevgiler
merhaba,
YanıtlaSilsayfanızı okurken taksonomi...gibi terimler dikkatimi çekti yoksa sizdemi bir biyologsunuz.Bende biyolog umda.:)böyle olunca normal olarak etrafımızdakilere bi farklı bakıyoruz.Birde aldığımız eğitim gereki içlerinde neler olduğunu,hücrelerin nasıl olduğunu bilmemiz bence bir ayrıcalık gibi geliyor.
Bu arada ot yemekleri içinde elinize sağlık,
bende beklerim
Bingoo Betülcüm. Ben de biyoloji kökenliyim. sonradan daha farklı bir alanda uzmanlaştım; ama botanik, biyoloji tutkum. sayfanı merak ediyorum. Hatta şimdi bakıyorum bile...
YanıtlaSilSevgiler, hoşgeldin
Canim, Mahzun Prensesim, ben senin bu yazina mesaj yazdigimi saniyordum. Simdi farkettim ki gitmemis, ne oldu bilemiyorum:((. Yazini yine buyuk bir keyifle okudum. O pazarda ki rengarenk otlara bayildim valla. Hele anneannenin tarifi ise harikaydi. Cok cok tesekkurler canim, bizlerle paylastigin icin. Hayatini anlamlandiran guzelliklerin hayatinda daim olmasi dilegiyle, cok sevgilerle,
YanıtlaSilSevgili Tubacım;
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum, yorumun için memnun oldum...
Yalnızlar kraliçesinden mahsun prensese..
YanıtlaSilGeçen hafta Ayvalık pazarından ben de aldım akkız ilk defa, satıcı bayanın anlattığı gibi pişirdim pek güzel oldu, ben de severim otları ve değişik ot tarifleri denemeyi..
sevgiyle kal..
Sevgili Kraliçe hoş geldin
YanıtlaSil