01 Aralık 2011

FAZLA HAMIRLI...





Şimdi size bir hikaye anlatacağım....

Henüz ilkokul 5. sınıfa gidiyordum, mutfak aşkım o zamanlarda da had safhadaymış anlaşılan ki yemek tarifi kitaplarını, annemin, anneannemin tarif defterlerini karıştırmaya bayılırdım. Hatta bu defterleri saklıyorum. Kendi el yazılarıyla yazılmış tarifler hep. Kendi yorumları, kolay hatırlayabilmek için kendi koydukları isimlerle. "Semine'nin poğaçası", "Beğendiğim gazozlu kek" gibi. Sayfalara yer yer yağ damlamış, belli ki tarife baka baka yapılmış, sayfa çevrilirken de ellerden yağ damlayıvermiş işte. Bazen de yaprakların arasında bir saatli maarif takvimi çıkar. Arkasında beğenilen ve denenecek bir şey vardır muhakkak. Mektup zarfına yazılmış bir reçete ya da gazeteden elle koparılmış bir "püf noktası"...

Neyse gelelim hikayeye...

Annemin memleketi olan Uşak Ulubey'de  "HAMURSUZ" diye bir hamur işi vardır. Hatta yöresel dilde "HAMIRSIZ" dır ismi.

Mayasız yapıldığı için böyle deniyor olmalı. Anneannem bir iki yapmıştı küçükken. Tarif defterini kurcalarken ben de şöyle bir göz ucuyla okumuştum o yaz İzmir'e gittiğimde. Demek ki ilgimi de çekmiş.

Bir gün kardeşlerimle evde yalnızken ne yiyelim, ne yiyelim diye düşünüyorduk. O zamanlar annem tam gün çalışıyordu. Müdür muaviniydi. Biz üç kardeş genelde başımızın çaresine bakardık. Annem bize muhakkak bir şeyler bırakırdı yiyecek. Genelde ısıtıp onu yerdik. Bazen de hazırlayamamış olacak ki biz tost, menemen vs ile doyururduk karnımızı. Ben yumurta pişirirken bile kardeşlerimi başıma toplar, televizyon çekimi misali anlata anlata pişirirdim. Tabii dinleyen kim, onlar kaçıp giderlerdi.

Neyse nerede kalmıştık. Haa ne yiyelim diye düşünüyorduk...Benim aklıma hemen bu "HAMURSUZ" geldi tabii. Sanki çok kolay bir şey de...Kim bilir nasıl hatırladıysam artık; kötü, yapış yapış bir şey vücuda geldi :)) Etraf battı, sonuç berbattı...Yenecek tarafı yoktu bizim zavallı "HAMURSUZ"un. Annemin çok kızcağını düşünmüştüm. Evin çöpüne atsam görebilirdi, ben de küçük kardeşimi mahallenin büyük çöp bidonuna yolladım. O da söylene söyle gitti tabii. Yine yumurtaya talim ettik...

Bizim için o gün bir sır olarak kaldı.

Yaptığımız hamur işine de kendimizce bir ad koymuştuk    "FAZLA HAMIRLI"

Bakalım tarifini bu sefer tam öğrenince yapacağım, size de yazarım sonucu :))

Not: Fotoğraflar http://www.ulubeyweb.com/hamursuz.html web sitesinden alıntıdır.

1 yorum:

  1. ah evet o günü hiç unutamam :) (yazan: çöpe giden küçük kardeş)

    YanıtlaSil