Merabayın.... :))
Evettt gelelim geçen sefer girizgahını yaptığım bahçemin hikayelerinee... Birinci bölümü kaçıranlar buradan tekrarını izleyebilirler...
Neyse efendim yorucu Eminönü, Sirkeci ziyareti ardından gelelim minik bahçemizi kurmaya...
Geçen sene bebeğim doğunca evde ne kadar saksı çiçeği varsa evden çıkartmıştım, bebeğe zarar vereceğini düşünerek. Zira toprağında gözle görülmeyen mantar ve mayalar oluşup bunların spor ve miselleri havaya dağılıp minik akciğerlere yerleşmesin diye...
Yukarıda resmini gördüğünüz "Areka"... İlk olarak onun hikayesini anlatacağım size.... Onu oğlum doğunca kayınvalideme ödünç vermiştim, bahçemi kurma fikri canlanınca koşa koşa geri aldım hemen, sanki mecburiyetten çocuğunu çocuk esirgeme kurumuna bırakıp sonra halini vaktini düzeltince geri alan anne misali. :)) Sağ olsun o da çok iyi bakmış evladıma :))
Gelelim hikayesine.Çalışırken, şirkette büyük bir tadilat yaptırılmıştı. Boya, badana, atılacak, satılacak. Bu Arekacık da pazarlama odasında yaşar dururdu. Aslında ona yaşamak da denemez. Türlü işkenceler görmüş meğersem... Bir kere o odada fosur fosur sigara içilirdi. Çiçek sevgisini bir yana bırakın, insan sevgisinden dahi bi-haber oda sahipleri toprağında sigara söndürmekten tutun da, dibine kola dökmeye varana kadar her türlü kalpsizliği yapmışlar zavallıya... Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar misali bir tanecik kel yaprağı kalmış üstünde yaşamaya çalışan. Tadilat sırasında da, yeni dizaynda yer bulamayınca çöp diye kapının önüne atıverdiler. Saksının içini de diğer ofis kırpıntılarıyla doldurup. Görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Doğayı, canlıyı seven, balkonundaki su giderinde çıkan yabani otu bile sulayan ben, kıyamazdım bu canlıya. Hemen saksının içindeki ataçtı, kalemdi, çerdi, çöptü topladım hepsini. Eve aldım getirdim koca saksıyı bin bir zahmetle. Metrobüste bir o, bir ben oturduk boş bulduğumuz yerlere :)) Sonra özenle suladım, budadım, sevdim onu aylarca. Sonra yavaş yavaş alıştı bana ve evime. Bir canlandı ki sormayın. Hatta arada Arekama şu aşağıdaki şeyleri söyleyip kızdırıyorum, samimiyetimize sığınarak )))
Kıymeti bilinmeyip , çöp diye atılan, türlü işkencelere maruz kalmış, toprağında sigara söndürülmüş "BERGEN" . Aldım, besledim, büyüttüm... Şimdi saksısının çiçeği...
Bahçemin diğer üyelerinin hikayeleri ise çok yakında...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder