18 Eylül 2012

HOŞ GELDİN SONBAHAR...




Eskiden ilkbahardı benim mevsimim. Pırıl pırıl mavi gökyüzü, beyaz bulutlarla bezeli. Serinle sıcak arası esen ve yanağımı okşayan tatlı rüzgar. Birden başlayan ve anında adamı şımşırık eden yağmurlar. Mis gibi taze hava, uçuşan etekler, pazarlarda genç kız saçı gibi savrulan yemyeşil otlar. Çiçeklenen dallar, kıpır kıpır gönüller... Bedenim, zor zapt ederdi ruhumu. Korkardım, şimdi havalanıp, kaçıp gidecek ruhum bambaşka diyarlara diye.... Yine içim kıpır kıpır oluyor her bahar geldiğinde; ancak benim mevsimim sonbahar artık... 

Ayakları yere sağlam basan bir kadın, sevgi dolu bir eş ve fedakar bir anne gibi...Benim gibi... 
Yazın o savruk, boş vermiş günlerini toparlayan, kışın kasvetli günlerini sıcak kalbiyle yumuşatan sonbahar. Yazdan biriktirilenler, kışa saklananlar.... Yağmurlarla yıkanan pencereler, ince bir hırkaya sarınarak ama ayaklar çıplak, üşümeden... 
Gündüz terlersin gece pikene sarınırsın. Gözün yastıkta, yağan yağmurda, elinde güzel bir kitap, hava hafif kararmış... Şimşeklerle, uçuşan sarı yapraklarla  pencere önünde....

İşte şimdi, şu an, cam balkonumun önünde, düşen damlalara bakarken, elimde bir fincan adaçayı, ayağımın dibinde keyifle mırıldanan bir evlat ve ben... 

Hoşgeldin sonbahar...


3 yorum:

  1. Çok güzel karşılama olmuş Sonbaharı...

    YanıtlaSil
  2. sonbaharı sevesim geldi,öyle güzel anlatmışsın hislerini:)

    YanıtlaSil
  3. sonbaharı hiç sevmemekle birlikte seni,n satırlarından okuyunca gözüme daha sevimli göründü şimdi :)
    (ben de bir eş ve anne oldum ama hala mevsimim ilkbahar-yaz)

    YanıtlaSil