Merhabalar yeniden...
Yemek Fırtınası yazılarında 2. Gün... Konumuz : Çayın en güzel eşlikçisi Dışarda yağmur yağıyor, elinize kitabınızı almışsınız, çayın dumanı üstünde yanına hangi lezzet gider? En sevdiğiniz tarif olabilir yada yepyeni bir lezzet deneyebilirsiniz.
Arşivden sıcacık bir yazı ve lezzetli mi lezzetli bir tarif :))
Çay sevmeyen biri olarak şu aralar çay yanında ikram edilecek ne kadar çok şey yapmışım...
Sahi bazı insanlar için çay bir yaşam tarzıdır. Çaysız güne başlayamazlar... Çaysız sohbeti sevmezler, çayı ilaç gibi içerek baş ağrısına, yorgunluğa çare bulurlar...
Genelde güzel yurdumun kuzeyli insanları düşkündür bu kendi topraklarından çıkan lezzete... İllada demli, koyu ve şekersiz.
Tanıdığım, bildiğim ahbaplarım var böyle çay sevdalısı, kuzeyli. Eve giren önce elini yüzünü yıkar sonra bir koşu çay demlerdi, ayrı demlikleri vardı her birinin.
Bir Rize ziyaretinde ÇayKur un tesislerini gezince içim ısınır gibi oldu çaya... Ama olmadı uzun sürmedi bu sevda...
Annem, babam da çay içmeye çok düşkün değiller. Belki de o yüzden kahvaltılar dışında çay demlenmedi bizim evde. Sadece kırk yılda bir pazar akşamları bir sürü ıvır zıvır eşliğinde çay içme keyfimiz olurdu.
Kahvaltılarda bir bardak o da açık, bol şekerli ve paşa çayı... Sahi üniversiteye giderken bile bol şekerli paşa çayı içtim hep. Sen çay değil "şerbet" içiyorsun derdi kuzeyli arkadaş :)
İşte kör talih mi dersiniz, efendim tek toynaklı bir hayvanımızın şansı mı bilinmez, eşim de, ailesi de bir o kadar çay sevdalısı... Yemekle beraber çayları kaynar ve sofradan kalkılmadan çaylar içilir restorant usulü :)
İlk zaman hiç alışamadım. Gelen misafirlere çay isteyip isyemediğini sormak aklıma bile gelmedi. Çay kültürüm olmadığı için boşalan bardakların farkına varmıyordum...Baktı ki olacak gibi değil, sevgili otoriter eşim ipleri eline aldı. Beni karşısına alıp kaşlarını çatarak bir iki nasihat etti :P
Sonra ne mi oldu... Otoriter eşim :) "çay" seramonisini başından sonuna kadar üstlendi yani ipleri eline aldı :D
Çayı demledi, misafirlere servis etti, çayları tazeledi, boşları topladı... Yeter ki otoritesi sarsılmasın :))),
Bıkkınlık gelmiş olacak ki o da artık kahvaltı dışında çay içmez oldu. Kırk yılda bir çay istiyor artık :))
Haa asıl anlatacağımı unutuyordum gevezelik yaparken.
Çay sevmeyen ben eşimi harika çay demlediğim için tavladım, şirkette bir sabah çay demlemiştim de bayılmış lezzetine, tanıdık tanımadık kim varsa anlatmış çayımın güzelliğini. Hayat dediğin böyle de cilveli işte... Sevmezsin ama elin yatkındır güzel de demlersin...
Neyse tarif aşağıda...
Çay sevseniz de sevmeseniz de hayatınızda sizi rahatlatacak, keyiflendirecek güzel ve mutlu anlar olsun...
Hoşçakalın...
BALKABAKLI, CEVİZLİ, CRANBERRYLİ KURABİYE
MALZEMELER:
Sıvıyağ (Ben zeytinyağı kullandım):1/2 su bardağı
Toz şeker:3/4 su bardağı
Vanilin:1 paket
Yumurta:1 adet
Balkabağı püresi (hafif haşlanmış):1 su bardağı
Un:1 1/4 su bardağı un
Kabartma tozu:1 paket
Karbonat:1 çay kaşığı
Tuz:1/2 çay kaşığı
Cranberry (bir çeşit yaban mersini aktar ya da büyük marketlerde bulabilirsiniz):1 su bardağı
Tarçın:1 çay kaşığı
Tam buğday unu:1 su bardağı
Ceviz:1/2 su bardağı
HAZIRLANIŞI:
Öncelikle fırını 170 C'ye ayarlayın. Geniş bir kapta toz şeker ve zeytinyağını iyice çırpın. Sonra vanilya, yumurta ve balkabağı püresini ekleyin. Ayrı bir yerde un, kabartma tozu, karbonat, tuz ve tarçını karıştırıp, yumurtalı karışıma ekleyin. Ve iyice karıştırın. En son Cranberry ve cevizi de ekleyip bir kaşık yardımı ile karıştırın ve yağlanmış tepsiye karışımdan 1 dolu yemek kaşığı kadar alıp koyun, önceden ısınmış fırında 12-15 dakika kadar pişirin.
Afiyet olsun.